Salzburg

Salzburg



Salzburg, Avusturya'nın kuzeybatısında, Alp Dağları'nın eteğinde, Viyana'nın 270 km. batısında, Münih'in 145 km. doğusunda, şirin bir orta Avrupa kenti-dir. Araç ile Münih'ten Sazburg’a 1,5 saatte ulaşabilirsiniz. Aynı zamanda Salzburg eyaletinin başkentidir. 150,000'i aşkın nüfusuyla Avusturya'nın dördüncü büyük şehridir. Tuna Nehri'nin bir kolu olan Salzach Nehrinin ke-narında yer alan bu kent, adını yöredeki zengin tuz yataklarından almış olup "Tuz Şehri" anlamına gelir.
 
Başlıca geliri; çalgı yapımcılığı, bira yapımcılığı, dokuma sanayi, çeşitli maki-neler ve elektrikli gereçler yapımı, basımcılık ve yayımcılıktır. Fakat ana gelir kaynağını turizm oluşturmaktadır. Mozart'ın doğum yeri olan bu kent, her yıl düzenlenmekte olan Salzburg Festivali ile on binlerce klasik müzik hayranının ilgisini çekmektedir. Aynı zamanda kış turizmi de önemli gelir kaynağıdır. Kentin Tarihi Merkezi (OldTown), UNESCO tarafından 1996 yılında Dünya Mi-rası olarak ilan edilmiştir.
 
        
 
Salzburg, insana dağlar arasına sıkışıp kalmış bir kent izlenimi veriyor. 2500 yıl önce Kelt’ler bu dağlarda yaşamış. Şehir Roma Arcibishop’u tarafından bin yıl önce kurulmuş. Bugün Salz nehri, şehri yeni-eski diye ikiye bölüyor. Her iki tarafı da ayrı bir güzellik olan bu şirin kenti gezmek için iki gün yeterlidir. Zamanı kısıtlı olanlar, sadece Kaleyi, Tarihi şehri (Old Town) ve Katedralle yetinerek bir günde de gezebilir. Şehri gezerken her an karşınıza bir sanat eseri çıkabilir. Bu sizi şaşırtmasın. Çünkü Salzburg, aynı zamanda bir sanat şehri.
 
Şehirde suç oranı çok düşük. Gece ya da gündüz gezerken kendinizi güvende hissediyorsunuz. Mağazaların çoğu akşam 17’de kapanıyor. Pazar günleri tamamen kapalı. Salzburg, küçük bir şehir olduğu için her yere, kısa zamanda, yürüyerek rahatça ulaşabilirsiniz. Fakat, otobüs kullanacaklar, otobüs bi-letlerini durakta bulunan makinalardan alabilirler. 
 
Avusturya iklimi, kışları çok soğuk ve karlı geçerken, yazları ise ılıktır. Hangi mevsimde gezeceğiniz, sizin seyahat amacınıza bağlı.
 

GEZİLECEK YERLER

Salzburg'da Katedral, Mozart’ın müze haline getirilen doğduğu ve yaşadığı ev,  Hohensalzburg Kalesi, Johannes, Fransis, Arenberg Sarayları, St. Peter ve St. Sebastian Kiliseleri gibi gezilecek yerlerin çoğu tarihi şehir merkezinde (Old city) toplanmıştır. Bu bakımdan gezilmesi hayli rahat bir kenttir Salzburg. Eğer vaktiniz varsa Kent dışında kalan, ama en çok 15-20 km yol kat etmenizi gerektiren; Hellbrun Sarayı, Leopolsdkron, Hallein gibi yerleri de görebilirsiniz.
 

Katedral

Salzburg Katedral

Katedral

Salzburg Katedrali 774 yılında, İtalyan Barok tarzında yapıldı. katedral birkaç yangın geçirdi. I. Dünya Savaşı’nda 12 defa bombalanma sonucunda harap oldu. Her defasında  aslının gibi tekrar yapıldı. Heykelleri, freskleri ve kubbesiyle şehrin önemli sembollerinden biri. Siyah-beyaz kombinasyonu ile meşhur. Uzun iki kulesi ve kubbesi ile Barok Salzburg’un ana özelliğidir. Girişi çok etkileyici. Kubbesi iki kat. Mozart’ın vaftiz töreni burada gerçekleştirilmiş.
Katedralin hemen önünde bulunan Kayedral Meydanı, Katedral’in cephe görüntüsü ile bütünleşiktir. Meydanın sağında St. Peter’s manastırı, solunda ise çevredeki yapılarla ustaca bütünleştirilmiş binalar yer almakta. Noel pazarı bu meydanda kuruluyor. Festival zamanı da renkli gösteriler sergileniyor. Burada, meydanın dokusuna uymuyor diye çok eleştirilmesine rağmen ko-nulmuş kocaman, Mozart Çikolatası üzerinde duran bir adam heykeli var. Heykelin yanında ise dilerseniz oynayabileceğiniz kocaman bir satranç var.  Bu meydanda alışveriş yapabileceğiniz tezgâhlar da bulunuyor. Meydandan yukarı bakarsanız Hohensalzburg yani Salzburg Kalesini gö-rebilirsiniz.
 

St. Peter’s Manastırı 

Bir zamanlar prens-başpiskoposların gücünün merkezi olarak yapılan Katedral,  Residenz ile St.Peter Manastırı’nı da içeren bir kompleks.  Papazlar dağının eteklerine kurulmuş. Peter’s Keller isimli bir piskopos, 1182 yılında dağda içme suyu bulur. Suyu şehre getirmek için bu sert kayadan 300 metre tünel kazmak gerekiyor. O zamanki teknolojik imkansızlıklar buna elvermiyor. Aziz Peters, kayalık dağın yumuşak yerlerini bularak, zikzaklarla yaklaşık 600 metrelik bir kanalla suyu şehre getiriyor. Bu nedenle manastıra St. Peter's ismi verilmiş. 
St. Peter's Manastırı, Almanca konuşulan bölgesinin en eski manastırı olma özelliği taşıyor. 696 yılında kurulmuş. Kurulduğu andan itibaren de eğitimiyle en kaliteli manastır olarak ünlenmiş. Kütüphanesi, Avusturya'nın en eski kü-tüphanesi. 800 kadar el yazması kitap arasında en değerlisi; 784 yılında,  Bishop Virgil tarafından yazılan ve "Verbrüderungsbuch" adıyla bilinen sicil kitabıdır. Vaftiz edilen kişilerin ve kefillerinin isimlerinin kaydedildiği bir çeşit kitaptır. Kütüphane yıllar boyunca genişleyerek bugün yüz binden fazla orta-çağ kiliseler tarihine, sanat tarihine ışık tutacak esere ev sahipliği yapıyor.
 

Mirabell Palace and Gardens (Mirabell Sarayı ve Bahçeleri)

Mirabell Palace and Gardens

 
İtalyancada "Harika" anlamına gelen Mirabell sarayı ve bahçeleri, Prens – Başpiskopos Wolf Dietrich von Raitenau tarafından, Salome Alt’a duyduğu sevginin bir göstergesi olarak yaptırılmış. 

Mirabell Sarayı ve Bahçeleri

1606 yılında inşa edilen sarayın çeşitli bölümlerden oluşan büyük bir bahçesi var. Nefis peyzajı ile nefes kesen bahçede aynı zamanda çeşitli heykeller, süs havuzları, ağaçlarla bezenmiş  yollar bulunuyor. Öyle ki bahçenin ünü saraydan daha önde geliyor.
 
Mirabell bahçeleri, 1854 yılından itibaren İmparator Franz Joseph tarafından halka açılmış. Giderseniz yan tarafında yer alan cüce heykellerin sergilendiği "Mirabell Dwarf Garden"ı ve "Melek Merdiveni" de görmenizi öneririm.
 

Mozart Evi, Müzesi ve Meydanı  

Mirabell Bahçelerinin içinden yürüyüp sondaki kapıdan çıktığınız zaman Makart meydanı'na ulaşıyorsunuz. Burada Mozart’ın yaşadığı ev bulunuyor. Ev aynı zamanda müze haline getirilmiş. Mozart’ın çaldığı müzik aletleri, notaları ve bazı özel eşyalarını bu evde görebilirsiniz. Giriş ücreti 10€ ve bu ücrete "Audio rehber" dâhil. Anlatımları Mozart besteleri eşliğinde dinleyebiliyorsunuz.
 
Mozart varlıklı sayılabilecek bir ailenin yedinci ve son çocuğu olarak Salzburg'da, Getreidegasse caddesindeki evde doğdu. Ailenin yedi çocuğundan sadece ikisi yaşamış. Mozart'ın doğumundan kısa bir süre sonra aile, Mozart'ın Makart meydanında yaşadığı eve taşındı. Babası da müzisyendi. Beş yaşına geldiğinde çok iyi keman ve piyano çalıyordu.

Mozart Evi, müzesi ve Meydanı

Mozart’ın zamanında, asillerin gözünde besteciler ve müzisyenlerin rahat bir hayat sürmesinin tek yolu, bir kral veya prensin özel orkestrasının şefi olmak, düzenli maaşa bağlanmak, onların eğlenceleri, özel günleri için beste yapmaktı. Asillere ve çocuklarına enstrüman dersi vermek bir başk
a büyük gelir kapısıydı. Bunu nedenle yaltaklanma, çoğu zaman yeteneğin önüne geçiyordu. Mozart bu işlerin adamı değildi. İçtendi. Entrikayla alâkası yoktu. Yeteneğine güveniyordu. Dört-beş yaşından beri beste yapıyordu ve ilk konser turuna altı yaşında çıkmıştı. Bir ara saraya girmişse de tutunamadı ve ayrılmak zorunda kaldı. Kendisini kıskanan bestecilerin entrikaları sonucu operalarının kısa sürede kaldırılıyordu.
 
Borç içinde hayattan ayrıldı. Çok soğuk havada yapılan Kilise törenine beş-on kişi katıldı. Cenazesi, Viyana’nın dışındaki mezarlığa götürüldü. Soğuktan trene katılanların hiçbiri mezarlığa kadar gitmedi. Mozart toprağa verildiğinde başu-cunda eşi dâhil bir yakını yoktu. Karısı ona üçüncü sınıf defin töreni satın alabildi. Mozart’ın keten bir torba içindeki cesedini, Viyana'nın en fakirleri için hazırlanmış toplu bir mezara attılar. Havalar düzelince eşi birkaç arkadaşıyla mezarlığa gitti ama yerini bulamadı. Mozart’ı gömen adamda ayrıldığı için mezar bulunamadı.
 
Değeri, ölümünde sonra anlaşılınca, şehrin ortasına heykelini dikmek istediler. Buna, İlk eşi Contanz'la ilişkilerine ve söylentilere bakarak, Salzburglular gönüllü olmadılar. Heykel 1842 yılında, Katedralin hemen yanında bulunan bugün Mo-zart Meydanı diye bilinen meydana dikildi.
 

Makartsteg Bridge (Aşıklar Köprüsü)

Makarsteg Meydanı'ndan Getreidegasse Caddesi'ne giderken, Salzach nehri üzerindeki köprülerden biri olan Makartsteg köprüsüne geleceksiniz. Aşıkların, aşklarının sonsuza dek sürmesi için, kilitlere yazdıkları dileklerini köprü üzerine astıkları için bu köprünün bir adı da "Aşıklar Köprüsü" olmuş. Köprü, XIX. Yüzyıl tarih ressamı Hans Makart adına, 1905 yılında yapılmış. köprünün üzerinden Salzburg görünümüne doyum olmuyor.
Karşı tarafa geçtiğinizde, Tarihi Şehre geçmiş oluyorsunuz. 

Getreidegasse   

                                             

 
Köprüden karşı tarafa geçince, Getreidegasse Caddesi‘nin başına ulaşıyorsunuz. Bu sokakta sağlı sollu alışveriş yapabileceğiniz, dünyanın her tarafın-dan ünlü mağazaları, hediyelik eşya mağazalarını, marketleri, restoranları ve kafeleri bulabilirsiniz. Mozart’ın doğduğu evin bu cadde üzerinde olduğunu söylemiştik. Ailenin durumu, o zamanlar iyi olduğu için  Salzburg’un en ünlü caddesinde oturabiliyorlarmış. 
 
Caddenin bir başka özelliği; tabelaların hepsinin ferforje olması. Bu nedenle dünyaca ünlü markaların tabelaları, kurumsal kimlikleri dışında uygulanıyor. Dünyanın başka bir yerinde göremeyeceğiniz bu durum, caddenin ayrı ve özgün bir özelliği.
 

Salzburg Kalesi (Hohensalzburg Fortress) 

    
 
Avrupa’nın en büyük Ortaçağ kalelerinden biri olan Salzburg kalesi'ne, Muh-teşem Salzburg manzarasını seyrederek, yürüyerek yarım saatte çıkabilirsiniz. Yürümek istemiyorsanız füniküler ile de çıkabilirsiniz. 
1077 yılında inşa edilen Salzburg kalesi, Başpiskopos Leonhard von Keutschach tarafından, başpiskoposların güvenliğini garanti altına almak için inşa edilmiş. Kale, kışla ve hapishane olarak da kullanılmıştır. İlk füniküler, varagele olarak 1500 yıllarında, tahtadan yapılmış.
Kalede savaş sırasında 400 asker oluyor. Bunları altı sene besleyebilecek yiyecek depolayacak imkan var kalede. Ayrıca kalede 200 tavuk besleniyor. Tahıl ambarı, bir aylık gıdaya eşdeğer gelecek şekilde tahtalarla tabakalara bölünmüş. Su ihtiyacı ise kuledeki kuyudan sağlanıyor. Kalenin kuyusu yağmur suyuyla doluyor. Onlarca savaş görmesine rağmen hiçbir zaman fethedilememiş, bütün olarak günümüze kadar gelen tek kale özelliğini taşıyor. Kalede savaşta, kullanılan eşyalar sergileniyor. 
 
Kaleye çıktığınız zaman Salzburg'un ve dağların nefis görünümünü fotoğ-raflamayı unutmayın. 
 

Hallein

Keltler tarafından tuz madenleri için kurulmuş bir yerleşim yeri. Bugün 20 bin civarında insan yaşıyor. Tuzun yanında bölgede sanayi tesisleri de var. Bu sizi yanıltmasın. Orta çağdan kalmış evleri çevreleyen sarp dağlar arasında kalmış güzelliği ile Hallein, görülmesi gereken bir yer. Ayrıca dağlar arasına sıkışmış çiftliklerde tarım ve hayvancılık da yapılıyor. Bölgede keresteciliğinde olduğu dikkate alınırsa, hayli zengin ama bir o kadar mütevazi bir yer Hallein.
Dağ yollarının çoğu asfalt. Fakat yol dar ve sarp.  Bir müddet tırmandıktan sora aşağıya bakmamanızı öneririm. Arabadan aşağıya  bakınca ürperiyorsun.
 

Ulaşım

Salzburg'da ulaşıma gerek duyduğunuzda yolculuğun çok rahat olacağını baştan söylemeliyim. Örneğin; havaalanından şehire ulaşmak için 20 metre ilerideki otobüs durağından otobüs şoförüne 2,5 Euro ödeme yaparak 2 nu-maralı otobüs hattından 15 dakika gibi kısa bir sürede şehire ulaşabilirsiniz. Otobüslerin, sabah 06 ile akşam 22 arasında çalıştığını unutmayınız. Şehire demiryolu ile ulaşacaklar, yükleri fazla değilse, tren istasyonundan şehir merkezine yürüyerek 15 dakika gibi kısa bir sürede ulaşmaları mümkün.
 
Eğer Salzburg'u müzeleriyle, saraylarıyla tam anlamıyla gezmek niyetindey-seniz size, kalacağınız süreye uygun bir Salzburg Card almanızı öneririm.
 

Salzburg’da Konaklama

Salzburg şehri küçük olduğundan dolayı nerede kalırsanız kalın, şehir merkezine yakın olacaksınız. Kalacağınız yer tabii ki bütçenize bağlı. Eğer lüks bir otel arıyorsanız, Hotel Sacher öneririm. Yok, iyi bir otel bakıyorsanız, Radison Blu veya Ramada Hotel olabilir. Orta halli bir otel bana yeter derseniz; Hotel Imlauer & Brau, Best Western Plus otellerine bakabilirsiniz. Bana yatacak, temiz birle yetiniyorsanız, Hotel Vogelweiderhof, Hotel Turnerwirt sizi tatmin edecektir. 
İyi tatiller dileklerimle
 
Bu İçeriği Paylaş

Benzer Yazılar: