Eleştirel Okuma

Eleştirel Okuma



Kitaplar bize farklı dünyaları, yaşantıları, fikirleri anlatan dostlardır. Okurken, yazarın dünyası ile bizim dünyamızın, fikirlerimizin farklı olduğunu/olabileceğini göz önünde bulundurmalıyız. Okuyucu, okuma süresi boyunca kendisine; "Benim fikirlerim ile yazarın dedikleri arasında nasıl bir ilgi var?" sorusunu, sürekli sormalıdır. Her metin, yazarının bakış açısını, bilgisini, duygusunu, düşüncesini ve inançlarını içinde taşır. Bunların her birini, yazarın psikolojisi, içinde bulunduğu o anki şartları, kültür yapısı ve sosyal durumu ile yakından ilgilidir. Bu nedenlerle kitapta anlatılan her doğru, sizin doğrunuz olmayabilir. İnsanların fikri farklı, farklıdır. Âşık veysel'in dediği gibi; "Koyun, kurt ile gezerdi / fikir başka, başka olmasa…"

Okumada amaç, okunulanı anlamaktır. Bu doğrudur, fakat sadece anlamış olmak yetmemektedir. Okuyucu, okuduğunu anlamanın yanında, onu değerlendirebilmeli, yorumlayabilmeli, eleştirebilmelidir. Eleştirel okumanın ilk adımı; daha okurken, okuduğumuzu kendi bilgilerimizle, yaşantımızla, diğer okuduklarımızla kıyaslamaktır.

Eleştirel okuyucu, ne yazıldığı kadar, metnin niçin yazıldığı ile de ilgilidir. Kelimelerin nasıl kullanıldığına, yazarın yanlı ve ön yargılı olup olmadığına dikkat eder. Eleştirel okuyucu, birden fazla anlamı olan kelimelere özel bir dikkat gösterir. Okuduğu metinde yargılamalar, benzetmeler, genellemeler yapar, okuduklarını basite indirger. Yanlışlar bulunup bulunmadığına dikkat eder. Eleştirel okuyucu, okuduklarından hareketle çabuk yargıda bulunmaktan sakınır.

Okuyucu, yetişkinlik düzeyine göre okuduğu metinleri eleştirebilmelidir. Eleştirel okuyuculuk, gelişimsel özellik gösterir. Bu özellik giderek olumlu yönde artırılabilir. Bu konuda yetişmemiş okuyucunun, eleştirel okumada bir takım güçlük ve yetersizliklerinin olması doğaldır. Bunu yenebilmek için eleştirel okumanın şartlarını yerine getirmek ve eleştirel okumanın engellerini bilmek gerekmektedir.

Eleştirel Okuma için gerekli ön koşullar

Eleştirel okumanın geliştirilmesi için bir takım ön şartların yerine getirilmesi gerekir. Eğer okuyucu bu ön koşullara sahipse, eleştirel okuma için şanslıdır. Bunlarda yeterli değilse, önce bunların üzerinde durmak gerekir. Başlıcalarına bakalım:

  • Kelimelerin anlamını kavrayabilme: Bir metni anlamadan eleştirmek imkânsızdır. Metni tam olarak anlayabilmek ise, parçada geçen kelimelerin anlamlarını, her manada iyi bilmeye bağlıdır. Aksi takdirde metin yanlış anlaşılabilir. Yanlış anlama üzerine kurulan eleştiri gerçeği yansıtmayacaktır.
  • Birden fazla anlamı olan kelimelerin, metinde hangi anlamda kullanıldığını kestirebilme: Metinde geçen "Çay" kelimesi; çay bitkisi ya da bu bitkiden ürettiğimiz içeceği kastetmiş olabileceği gibi, dereden büyük bir akarsu ya da müzikli bir davet kast edilmiş olabilir. Bunu ayırt etmekte yetersiz olan okuyucunun, metni doğru anlaması rastlantıdır.
  • Asıl anlamından ayrı, benzetme ya da mecaz anlamda kullanılan kelimeleri, bu anlamıyla ayırt edebilme: Ekonomiyle ilgili bir metinde "Asya Kaplanları" denildiğinde, bunun gerçekten "Kaplan" kastetmediğini, Endonezya, Malezya, G. Kore gibi "Güneydoğu Asya Ekonomileri" olduğunu anlama becerisidir. Buradaki "Kaplanlar" kelimesi gerçek anlamında değil, mecaz anlamında kullanılmıştır. Eleştirel okuyucu kelimelerin anlam özelliklerini iyi bilmelidir.
  • Yazının ana fikrini yakalayabilme: Eleştirel okuma için metnin ana fikrini kavrayabilmek ön şarttır.
  • Yazarın yazdıklarını, okuyucunun kendi kelimeleri ile ifade edebilmesi: Bu özellik, okuyucunun okuduğu metni anlayıp anlamadığını ortaya çıkaran bir ölçüdür. Eğer okuyucu bundan yoksun ise, ya yazarın ne demek istediğini anlamamıştır ya da anladığını anlatabilecek dil yeteneğine sahip değildir. Eleştirel okuma için bunun ikisi de önemlidir.
  • Metnin bir kısmı ile diğer kısımları ve bütünü arasındaki ilişkiyi kavrayabilme: Eleştirel okuyucu, okuduğu metinde birbiri ile çelişen bilgiler olup olmadığına dikkat eder. Metin boyunca bütünlüğün korunduğundan emin olur. Okuyucu, yazarın yazı biçimini fark edebilmeli, cümleler ve paragraflar arasındaki anlam ve anlatım boşluğu bulunup bulunmadığına bakmalıdır.
  • Yazarın maksadını, hedef kitlesinin kimler olduğunu ayırt edebilme: Yazarın maksadının ve hedef kitlesinin kimler olduğu bilinmediği zaman metin bağlamından koparılmış olur ve yanlış anlamalara yol açar.
  • Yazıda özellikle belirtilmemiş hususları yakalayabilme: Bazı yazarlar mesajlarını doğrudan vermezler mesajlarının bazı kısımlarını eksik bırakırlar. Sembolik bir dil kullanırlar. Bazı yazarlar da gerçeklere yaklaşırken körün fili tarif ettiği gibi yaklaşırlar. Söylediklerinde doğruluk payı vardır, ancak gerçeklerin bazılarını gizlemiştir ya da en önemlilerini dile getirmemiştir. Bunu yakalayabilmek eleştirel okumada çok önemlidir. Bazı yazılarda ise "Söylenmeyenler", "Söylenenlerden" daha önemlidir.
  • Metni diğer kaynaklarla karşılaştırma: Her yazılan doğru olmayabilir, kendi bildiklerimizle, yaşadıklarımızla, okuduğumuz diğer metinlerle ters düşebilir. Kendimizle ya da diğer kaynaklarla kıyaslayarak yorumlayabilmek, eleştirel okuma için çok önemlidir.  
  • Yazarın amacını bilme: Okuyucu, "Yazar, bu metni veya kitabı niçin yazdı?" sorusunu kendisine sorarak kitabın veya metnin hangi ihtiyaca cevap vermek amacıyla yazıldığı üzerinde düşünmelidir. Kitap, yazıldığı dönemde bir ihtiyacı tam olarak karşılamış olmasına rağmen bugün için kısmen veya yetersiz veya geçersiz olabilir. Ülkelerin savaş halinde olduğu dönemlerin geçer değerleri, uygar dünyanın değerlerine ters düşebilir.

"Kitaba yazılan her şey doğru değildir." diyerek başlamıştık. Bunun tersi de doğrudur. Kibir, eleştirel okumanın önündeki en büyük engeldir. Bir metne "Bana ne verecek ki …" edasıyla başlayarak okumak, size zaman kaybından başka bir şey kazandırmayacaktır.

  Algılarımız, okunanı tam manasıyla kavramak için tamamen açık olmalı, okuduğumuz üzerine yeni fikirler geliştirmek için çaba sarf etmeliyiz. Bu         amaçla okuduklarımız üzerine ve kendi gerçeklerimizle sürekli sorular sormalıyız.


  Her yazılı metin, sizi zenginleştirecek değer barındırır.  Yazarın sunduğu değerleri düşünün ve siz de bunlar üzerine ürettiğiniz fikirlerle kazandığınız       zenginliğin bilincinde olun.

 

Lami Yağcılarlıoğlu

13.11.2021 İznik-Bursa

 

Kaynak: ÜNALAN, Şükrü ; Türkçe Öğretimi, Nobel Yay., 2001

 

Not: Bu yazı, çok genç yaşta aramızdan ayrılan Şükrü Ünalan anısına, onun kitabından esinlenerek hazırlanmıştır.  

 
Bu İçeriği Paylaş

Benzer Yazılar: