Çin - Pekin - 3

Çin - Pekin - 3



Pekin - Beejing

Pekin tarihinin 20.000 yıl öncesine kadar gittiği bilinmektedir. Kent yakınlarında bir mağarada bulunan kafatasının, Pekin insanına ait olduğu ve yarım milyon yıl önce yaşadığı düşünülmektedir. Yöredeki yoğunlaşma,  X. yüzyılda, Liao hanedanı zamanında olmuş. Kentin o dönemdeki adı Yanjing.

Dünyanın, ayakta kalmış en eski yerleşim yerlerinden biri olan Pekin, XIII. yüzyıla kadar, bölgedeki çeşitli krallıklar arasında el değiştiren bir kentti. Moğollar, 1215'te kenti ele geçirdiler. Çin kültürünün hayranı olan Kubilay Han, 1260'ta buraya yerleşerek şehri başkent ilan etti. 1363'te, Han Çinlilerinden Zhu Yuanzhang, kenti tekrar ele geçirdi. Ming Hanedanı zamanında, savaşlarla harap olan şehrin yeniden inşasına girişildi.

Kentin ilk planlaması, Moğolların elinden kurtarıldıktan sonra, 800 yıl önce yapılmış ve bugüne kadar başarı ile korunmuş. Bu plana göre, şehir dört kentten oluşmaktadır. Bunlardan üçü; şehir merkezinde, iç içe geçmiş dikdörtgenler biçimindedir. Diğeri ise güneyde,  dış şehir olarak biliniyor.

Başkent Pekin, 22 milyona yaklaşan nüfusuyla, Çin'in Şanghay'dan sonra ikinci büyük kenti. Beijing, Pinyin isimleriyle de anılan Pekin, Çince,  "Kuzeydeki Başkent" anlamına geliyor; tıpkı Tokyo, Seul gibi. XIX. yüzyılda şehir, Fransızlar ve Hollandalılar tarafından büyük tahribata uğratılmış. Şehri koruyan surların büyük bölümü yıkılmışsa da merkezdeki “Yasak Şehir”in orijinal surları hala duruyor. 

Pekin'in ilk dikkat çeken özelliği; tepeleri olmayan dümdüz bir şehir olması. Bir diğer özelliği de "Hutong" denilen dar sokakları ve "Siheyuan", (Sı hı yüen) denilen, küçük bir avlu çevresine sıralanmış geleneksel Pekin evleri. Moğolları Pekin'den atan Çin hükümdarı; şehri savunmak, istila edilmesini zorlaştırmak amacıyla caddelerin, sokakların dar yapılmasını emretmiş. Bugün bile genişliği 4 metre ile 50 cm (Evet; 50 cm) arasında değişen "Hutong"ları görebilirsiniz.  Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu (1949) yıllarda, Pekin’de 6000 civarında olduğu bilinen "Hutong"ların sayısı, 2008 olimpiyatlarına hazırlanırken kentin yeniden inşası sırasında 500'ün altına inmiş.

1980'lerde başlayan batıya açılma politikalarıyla Pekin 1,5 kat büyüdü. Bu gelişmenin faturasını Pekin; yoğun trafik, düşük hava kalitesi, tarihi semtlerin yok olması ve ülkenin daha az gelişmiş bölgelerinden gelen göç dalgalarıyla karşı karşıya kalarak ödedi. Çin’in nüfusu 1,5 milyara ulaşırken Pekin, 22 milyonu aşan nüfusuyla, Şanghay'dan sonra ülkenin en kalabalık ikinci, dünyanın üçüncü şehri. Sokağa çıktığınızda, yolların kalabalıklığı hemen dikkatinizi çekiyor. Yüzlerce otobüs, kamyon, binlerce bisiklet, işlerine gitmeye çalışan milyonlarca Çinli... Caddeler genelde geniş. İkinci dikkat çeken husus, insanların güler yüzlü ve yardımsever olduğu. 

Ülkenin siyasi başkenti olan bu tarihi şehir, ülkenin dört büyük antik şehrinden biri. Aynı zamanda ülkenin kültür ve turizm merkezi. Kentte 91 üniversite bulunuyor. Bazı üniversiteleri dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer alıyor. Bu özelliği, kenti bir inovasyon merkezi haline getiriyor.

Turizm açısından da önemli bir merkez olan Pekin, Çin Seddi'nin en çekici yerlerini yakınında barındırıyor. Bunun yanında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine alınan pek çok yeri, tarihi tapınakları, sanat galerilerini de Pekin'de görme imkânınız var. Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Yasak Şehir ve Yazlık Saray'ı daha önceki yazılarımda bulabilirsiniz.  Bu yazımda size Çin Seddi ve Pekin'de görülecek başka yerler hakkında bilgiler vereceğim.

Bir kent politik, kültür, turizm, sanayi, sanat merkezi olunca haliyle havaalanı da büyük olmak zorunda. Pekin'in 32 km. kuzeydoğusunda bulunan havaalanı, dünyanın ikinci, Asya kıtasının en işlek havaalanı. Buna karşın gümrük işlemleri hızlı ve sorunsuzdu. Havaalanında, üç terminal var. Özellikle, 3 No.lu Terminal, inanılmaz büyük. Uçuşunuz, bu terminalden ise, fazladan bir saat önceden terminalde bulunmanız gerekiyor. İstanbul'dan Pekin'e uçuş süresi 10 saat. Havaalanından şehire hızlı trenle de, sorunsuz ulaşabiliyorsunuz.

Çin Seddi

M.Ö. VII. yüzyılda, savunma amaçlı yapılan Çin Seddi, Pekin‘in en önemli turistik noktalarından biri. Yıkılmış olan kısımları ile birlikte 8 850 kilometre uzunluğu olan Çin Seddi, Dünya’nın 7 Harikası arasında gösterilmektedir. Seddin temelini, o zamanki krallıkların kendilerini korumak amacıyla yaptırdıkları,  yirmiden fazla savunma duvarları teşkil ediyor. Bu krallıkları birleştiren, Çin'in ilk imparatoru Qin Shi Huang, ülkeyi Moğol ve Hun akınlarından korumak amacıyla bu duvarları birleştirerek, aşılmaz bir savunma duvarı örmüş.

Seddin bugün ayakta kalan kısımları, Ming Hanedanlığı devrinde yapılmış olup uzunluğu 2.500 kilometredir. En yüksek noktası, Pekin yakınlarındaki Heita Dağı üzerinde ve deniz seviyesinden 1.525 metre yüksekte. Arkeolojik bir araştırmaya göre, Seddin, tüm kollarıyla birlikte uzunluğunun 21.196 km olduğu belirtiliyor. Yüksekliği 7–8 metre, genişliği ise 6 m. Üzerinde beş atın yan yana yürüyebileceği ya da at arabasıyla gezilebileceği söyleniyor. Surların 630 Km.lik kısmı Pekin il sınırları içinde kalıyor.

Pekin'den Çin Seddi'ne tren ve otobüsle, değişik noktalardan ulaşılıyor. Sedde başlıca giriş noktaları; Badaling, Juyong Geçidi, Jiankou, Mutianyu, Gubeikou, Jinshanting, Simatai, Huangya, Huanghuacheng. Pekin'den buralara günü birlik turlarla da ulaşabilirsiniz. Ancak bunun için 150$ ödemeniz gerekecek. Çin Seddi’nin en iyi restore edilmiş bölümleri; Badaling ve Mutianyu. Her ikisi de Pekinden yaklaşık 80 Km. uzaklıkta.

Bana, Badaling'in daha kalabalık olduğu söylendiği için ben Mutianyu girişini tercih ettim. En kolay ulaşım, yaklaşık 300 ¥ (40$) harcamayı göze alırsanız taksi ile. Turist Otobüsleri ile gitmeniz de mümkün. Mutianyu girişine giden turist otobüsü; Qianmen turist merkezinden kalkıyor, Dongzhimen’den geçip Mutianyu alanına ulaşıyor. Qianmen veya Dongzhimen’deki Turist Merkezlerinden biletlerinizi alabilirsiniz. Ücreti 30 ¥. Otobüsler her sabah 7.30-8.30 arasında hareket ediyor ve 2 saatte alana varıyor. Dönüş için son otobüs 16:00’da.

Turist otobüslerinin dışında belediye otobüsleri ile daha ucuza gitmeniz mümkün. Ancak Çince bilmiyorsanız zorluk çekeceğinizi bilmelisiniz. Nerede aktarma yapacağınızı soramazsınız. Sorsanız bile söylediklerinde anlamanız imkânsız. Aradaki ücret farkı bir dolardan az.

Pekin'den Mutianyu'ya tren ile de gitmek mümkün. Son derece rahat, klimalı, restoranlı vagonlarla, trafik karmaşası ve gürültüsü olmadan yarım saatte gidebiliyorsunuz. Çin'de tren ile seyahat bilgilerine aşağıdaki web sayfasından ulaşabilirsiniz.

https://www.seat61.com/China.htm#Great%20Wall%20of%20China

Çin Seddi 07:30-17:30 saatleri arasında açık. Sedde giriş ücreti de 700 ¥ (10$) Mutianyu kapısından girince önce sizi; hangi yöne giderseniz, nelerle karşılaşacağınızı, şematik resimlerle belirten bir harita karşılıyor. Resim

İlkokul 4. sınıfta, tarih kitaplarında resmini gördüğümde garip şekilde heyecanlandığım, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, binlerce kilometre uzunluğundaki bu yapıyı görmek, üzerinde yürümek benim için rüya gibiydi. Sedde çıkarken biraz da şansınızın yanınızda olması gerekiyor. Zira nemli bir iklime sahip coğrafyada, özellikle yükseklerde, hava kapalıysa görüş mesafesi 30 metreye kadar düşebiliyor. Şansım yaver gitmişti. Masmavi bir gökyüzü altında, soğuk ama güneşli bir günde çıktım bu masalımsı yere. Hırçın bir coğrafyada, sarp dağların, yalçın kayaların üzerine örülmüş bu set, binlerce yıl öncesinin teknolojik yoksunluklarıyla yapılmış.

Set üzerinde belirli aralıklarla kuleler görüyorsunuz. Mutianyu Surları’nda 23 kule var. Bu kuleler gözetleme ve haberleşme amacıyla kullanılıyormuş. Ayrıca askeri noktalar, depolar ve tapınaklar da mevcut. Mazgal deliklerinden bu sarp dağları izlemenin heyecanı da bir başka. Duvar; tepelere tırmanıyor, kıvrılıyor, düzlüklere iniyor, sonra tekrar dağların üstünden aşarak inişli çıkışlı kavislerle size nefis panoramik, bir o kadar da estetik, etkileyici görüntüler sergiliyor.

Duvar üzerinde yürümenin kolay olmadığını bilmelisiniz. Bazı yerleri çok dik ve zorlu. Çoğu insan, bu dik ve zorlu yerleri iki büklüm tırmanabiliyor. Ben sonuna kadar gitmeyi aklıma koyduğum için yılmadan tırmandım. O soğuk havada ter içinde kaldığımı söylemeliyim.

Bazı yerlerde duvarların yer yer alçak, aşılmasının o kadar da zor olmayacağını görüyorsunuz. Bu da duvarların yapılmasının başka nedenleri olabileceğini akla getiriyor. Nitekim kaçanları yavaşlatması, İmparatorun haşmetini göstermesi için yapıldığı, sınır işlevi gördüğü gibi görüşler de var. Bir başka rivayet de Çin Seddi uzaydan görülebildiği söylentisi. Bence bu rivayet doğru değil.

Cennet Tapınağı

UNESCO tarafından 1998'de Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan Cennet Tapınağı, Pekin'in simgelerinden biri. 1420 yılında Ming Hanedanı tarafından yaptırılan tapınak; dünya'nın kare, cennetin ise daire şeklinde olduğu inancına uygun olarak, tabanı kare, üst kısımları da daire şeklinde inşa edilmiş.

Pekin’in en büyük parkı olan ve cenneti andıran güzellikteki Tian Tan Parkı içinde yer alan Cennet Tapınağı, aslında dini bir kompleks. Park, tapınak dışında; konaklardan korulara, çiçek bahçelerinden sportif aktivite alanlarına kadar, insanlara çeşitli dinlen-eğlen imkanı sunan muhteşem bir park.

Parkta en dikkat çeken yerlerden biri de, Qinian Dian olarak bilinen Dua Salonu’dur. Ahşaptan, hiç çivi kullanılmadan, 1420 yılında inşa edilmiş olan bu yapı, Çin mimarisinin görkemli bir örneği. İmparatorlar, kış mevsiminde, gün dönümünde; bir önceki yılın hasadı için tanrıya şükranlarını sunardı. Daha sonra, ay takvimine göre, ilk ayın 15. gününde, tören alayı eşliğinde yine buraya gelir ve gelecek yıl hasadının bol olması için; güneş, ay, bulut ve yağmur tanrılarına dua ederlermiş. Yapının merkezindeki 4 sütun mevsimleri temsil ediyor.  Tapınağın mavi seramikli, yuvarlak çatısı hemen dikkatinizi çekiyor.

Tapınağa pazar günü gitmeyi planlıyorsanız, çok kalabalık olacağını aklınızda bulundurun. Buna karşın yerel halkın nasıl yaşadığını, tatil günlerini nasıl değerlendirdiklerini, aile ilişkilerini yakından gözleme fırsatı bulacaksınız. Burada dua eden ve Buda heykellerine elma, kivi gibi meyveler, içecekler sunan Çinlileri görebileceğiniz gibi, aileleri ile gezen, çocukları ile oynayan, büyüklerini saygıyla dolaştıran, bir köşede iskambil oynayan,  diğer bir köşede çeşitli aletlerle bir araya gelip müzik icra eden, grup halinde Tai Chi hareketleri yapan, ayakla badminton oynayan insanları gözlemek size büyük keyif verecektir. Yok, eğer kalabalıktan hoşlanmıyorsanız hafta içi günleri tercih etmelisiniz.

Pekin'de tüm turistik yerlere olduğu gibi buraya da metro ile ulaşmak mümkün. Metro ile 5 numaralı hatta, "Tiantandongmen" istasyonunda inerek parka ulaşabiliyorsunuz.

Lama Tapınağı - Lama Temple

 Pekin'in ünlü tapınaklarından  birisi de Lama Tapınağı. Barış ve uyum anlamına gelen "Yonghe Sarayı" olarak da biliniyor. Lama, Tibet Budist rahiplerine verilen isim. 1694'te yapılan bina, önceleri Qing Hanedanı'nın 3. imparatoru Yongzheng'in, tahta çıkmadan önce oturduğu saray olarak kullanılmış. Yongzheng, imparator olup, Yasak Şehir'e taşındıktan üç yıl sonra, burası tapınak olarak kullanılmaya başlanmış. İmparatorluk geleneklerine göre, imparatorun yaşadığı yerde onun ardından başkası oturamazdı. İmparator Yongzheng'in tabutu da bu tapınakta saklanıyor.

Çin’deki en büyük Budist tapınağı olan Lama Tapınağı içinde yer alan beş salon, avlularla birbirlerine bağlanıyor. Tapınakta, 26 metre boyunda, sandal ağacından yapılmış, dev boyutta, Maitreya'nın bir heykeli var. Tek bir beyaz sandal ağacından yapılan bu heykel, Guinness Rekorlar kitabında da yer alıyor. Budizm'de beş dünyevi Buda'nın sonuncusu olan Maitreya, gelecekte var olacak bir Buda'dır ve sevgi ve dostluğun simgesidir.

Kültür devrimi sırasında bile kimsenin dokunmadığı tapınakta, Budizm'i simgeleyen birbirinden değerli eserler bulunuyor. Salonların en ünlüsü; ortada bulunan Cennet Kralları Salonu. Tapınağın içinde; insanları koruduğuna inanılan dört heykel hemen dikkatinizi çekiyor. Dört koruyucu heykelin ayaklarının altında, Budizm'de yasaklanan davranışlar olan; aptallık, aşk, israf ve açgözlülüğü temsil eden dört sembol bulunuyor. Heykelin arkasında, bir Budistin Buda'ya dönüşmesi için geçmesi gereke on aşama yazıyor.

Tapınağın içindeki salonlarda, daha başka heykel ve sembolik eserler de bulunuyor. Bunlarda, Tibet Budizm'i, gelişimi, tapınağın tarihçesiyle ilgili bilgiler veriliyor. Buda heykellerinin önünde, muz ve elma gibi meyveler, bazı içki şişeleri bile görebiliyorsunuz. Bunlar, Buda'dan dilekte bulunan Budistlerin sundukları armağanlar.

Budistler tapınakta dua ederken belirli bir ritüele uyuyorlar. Etraftaki tütsücülerden tütsü çubukları alıyor, en az üç tütsü çubuğunu ortada yanan ateşte yakıyorlar. Tütsüler alev aldıktan sonra alevin geçmesini bekliyor, alev kendi kendine geçmezse havada sallayarak alevi söndürüyorlar. Bundan sonra tütsü çubuklarını iki elleri arasına alıp başlarının üzerine veya alınları hizasına kaldırıp büyük bir saygı ve minnetle dua ediyorlar. Dua bitince tapınağın önünde, üç kez eğilerek saygılarını sunuyorlar. Daha sonra diğer üç yöne dönüp üçer kez daha eğildikten sonra tütsü çubuklarını tütsülüğe bırakıyorlar.

Doğrusu dua ederken gösterdikleri samimiyet, saygı ve içtenlik beni etkiledi. Aynı şekilde tapınağın içinde, Buda'nın önünde de içten duygularla; kimisi diz çökerek, kimisi yalnızca biraz eğilerek, kimisi ellerini önünde kavuşturarak, kimisi ise başının üzerine kaldırarak dua ediyordu.

Tapınağa 5 numaralı metro ile ulaşabiliyorsunuz. Giriş ücreti 25 ¥. Ayrıca 40 ¥ ödeyerek elektronik rehber alabilirsiniz. Bunun yanında bilet ile beraber tapınağı tanıtan bir de cd veriyorlar.

Konfüçyüs Tapınağı

Lama Tapınağı’na oldukça yakın bir konumda bulunan bu tapınak, aslında bildiğimiz anlamda bir tapınak değil. İçinde Konfüçyüs ailesinin konutları, mezarları olduğu gibi Ulusal Akademi ve müze de bulunuyor.

"Erdeme ulaşmanın yolu bilgiden geçer. İnsan, hayatı boyunca alçak gönüllülüğünü koruyarak, yeni şeyler öğrenmeye çaba göstermelidir” diyen büyük düşünürün öğretileri yüzyıllarca devlet, toplum ve özel hayata hâkim olmuş. Büyük filozof Konfüçyüs’e ithafen 1302 yılında yapılan tapınak, Konfüçyüs'ün memleketi olarak bilinen Qufu şehrindekinden sonra en büyük Konfüçyüs tapınağı.

Düşünce tarihinin en büyük bilginlerinden olan Konfüçyüs, geçmişteki yaşantılar ve dini töreleri bir araya getirerek ahlak ve geleneklerin yaşatılması için bütün Çin yazıtlarını incelemiş, geçmişine ve tarihine bağlı bir Çin kültürü oluşturmayı hedeflemiş. Konfüçyüsçülük bir dinden ziyade bir ahlak felsefesidir. Onun düşünceleri bazı krallıklarda yasaklanmış, belirli dönemlerde ise devlet politikası olarak saygı görmüştür. Bugün Konfüçyanizm'in tüm dünyada 6 milyondan fazla inananı vardır.

Konfüçyüs Tapınağı'nda, Çin tarihindeki her hanedana ait 2 binden fazla anıt tablet bulunuyor. Bu tabletlerden 50’sinin üzerinde imparatorların yazısı var. Bu yazıtlar, Konfüçyüs'e Çin'in feodal toplumunda gösterilen saygının bir başka göstergesi.

Konfüçyüs Tapınağı’nın mimari yapısı, imparatorluk saraylarının mimari yapısına benzer tasarlanmış. Tapınağın dokuz avlusu var. Tapınağın ana salonu, dokuz odaya sahip. 9, en büyük tek rakamdır. Çin’in feodal döneminde 9, yalnızca imparatorlar tarafından kullanılabilirdi. Halktan insanlar 9 rakamını kullanırlarsa, cezası ölümdü. Konfüçyüs'e gösterilen saygının bir başka göstergesi. Tapınak başka ayrıcalıklara da sahip. Tapınağın ana salonu olan Dacheng Salonu'nun önünde beş kapı bulunuyor. Feodal toplumun kurallarına göre, yalnızca imparatorluk yapıları beş sıra kapıya sahip olabilirdi. Çatısı, sadece imparatorluk binalarında olan altın sarısı renkli kiremitlerle kaplı.

Konfüçyüs Tapınağı'nın ana yapısı; 30 m. yüksekliğinde, 50 m. genişliğinde, çok görkemli bir görüntüye sahip, "Çin'in üç büyük eski salonu"ndan biri olarak kabul edilen Dacheng Salonudur. Salonun önünde bulunan on sütun, üzerlerine oyulan ejderha figürleri ile hemen dikkat çekiyor. 6 metre yüksekliğindeki ve bir m. çapındaki yekpare bir büyük taştan yapılan her sütunun üzerine titizlikle oyulan ejderha figürlerinin her biri, diğerinden farklıdır. Çin'in eski çağlarındaki taş oyma sanatının şaheseri olarak kabul edilen bu 10 ejderhalı sütunlar, Yasak Kent'teki sütunlardan daha görkemli ve güzel görünüyor.

20.000 m2'lik bir alanda yer alan tapınak, 1911 yılına kadar resmi kişilerin Konfüçyüs'e saygılarını göstermek için kullandıkları bir yer olarak hizmet vermiş. Şu anda ise; Konfüçyanizm'e inanların adeta bir mabedi olarak kullanılmasının yanı sıra müze olarak da kullanılıyor.

Tapınak, İmparatorluk Akademisini de içinde barındırıyor. Çince adı "Guo Zi Jian" olan akademi, Qing Hanedanlığı zamanındaki en yüksek öğrenim kurumu. Akademi bölümünü gezerken beni en şaşırtan husus; burada devlet memurlarını seçme sınavlarının, son elemesinin, büyük bir titizlik içinde, nasıl yapıldığını öğrenmek oldu. Konfüçyüs; "Halkı eğitirken hiçbir sınıf, statü, bölge vb ayrımcılık yapılamaz." demiş. Onun bu öğretisine bağlı olarak devlet memurlarını seçmek için son derece sistematik, dürüst, kopyaya alan bırakmayan, çok zorlu bir sınav sistemi geliştirilmiş. Önce kendi mahallindeki sınavlarda başarılı olan, geleceğin devlet adamı adayları; giderek kent, eyalet düzeylerindeki sınavları geçerlerse, son sınavı burada verirlermiş. Genelde üç gün süren sınavlar boyunca öğrenciler kendilerine ayrılan bölmelerden ayrılmadan, tuvalet, uyku, yemek gibi ihtiyaçlarını burada karşılayarak sınava katılırlarmış. Bu sınavları başarıyla geçen 51.624 Konfüçyüs bilginin isimleri müzede sergileniyor. Ayrıca yerleşkenin batısında bulunan salonda Konfüçyüs'ün 13 büyük eserinin yazıldığı taş yazıtlar bulunuyor.

Müzede yer alan diğer enteresan eserler arasında, eskiden kutlamalarda kullanılan ilginç müzik enstrümanlarını görmek de beni heyecanlandıran bir başka noktaydı. Ayrıca Konfüçyüs Tapınak yerleşkesinde yetişen 17 binden fazla yaşlı ve ünlü ağaç, eski çağların iklimi ve ekolojik sisteminin araştırılması için değerli veriler sağlıyormuş. Barındırdığı derin kültür değerleri, tarihi geçmişi, büyüklüğü, zengin ve kıymetli tarihi eserleriyle tanınmış olan Konfüçyus Tapınağı; Konfüçyus Konutu ve Konfüçyus'un soyundan gelenlerin mezarları topluluğu ile birlikte, 1994 yılında UNESCO tarafından "Dünya Kültür Mirasları Listesi"ne alındı.

Tapınağa 5 numaralı metro hattında, “Yonghegong Lama Temple” istasyonunda inerek,  beş dakikalık bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. Giriş ücreti yüksek sezon ve düşük sezonda farklı. Ben Mart ayında 30 ¥ ödeyerek girmiştim.

Çin Ulusal Müzesi

Pekin'de Yasak Şehir'i anlattığım yazımda Tienenman Meydanı çevresinde bulunan yapıları anlatırken Çin Ulusal Müzesi'nden bahsetmiştim. Ancak müze, ayrı bir başlığı hak edecek zenginlikte. Tiananmen Meydanı'nın doğu bölümünün büyük bir bölümünü kaplayan Çin Ulusal Müzesi, Paris'teki Louvre'dan sonra dünyanın en çok ziyaret edilen ikinci tarih ve sanat müzesi.

Müze, özellikle kültür ve sanatla ilgili sergilere odaklanarak, ülkenin zengin tarihi hakkında bir eğitim yeri olarak hizmet veriyor. Müzenin 48 sergi salonunun her birinde görülecek çok şey olduğu için gezi planınızı yaparken burada uzun süre zaman geçirmek zorunda kalacağınızı unutmayın. Müzede, 1.7 milyon yıl önce yaşamış Yuanmou Man fosilinden son imparatorluk hanedanı olan Qing Hanedanı döneminin sonuna kadar olan döneme ait 1.050.000 eser yer alıyor.  Ayrıca, Birinci Afyon Savaşı'nın başlangıcından bu yana Çin'in yakın tarihine, Komünist Partinin tarihine ışık tutan belgeler de müzede yer alıyor.

PEKİN'DE YAPILACAK DİĞER FAALİYETLER

Pekin, bilinen turistik yerlerinin dışında, bazıları en az onlar kadar ünlü, ziyaretçilerine değişik alternatifler de sunuyor.  Özetleyelim:

MİNG Mezarları

Pekin'in 42 Km. kuzeybatısında bulunan Ming Mezarlarında, Ming Hanedanlığının 13 imparatorunun mezarları bulunuyor. 2013 yılında UNESCO Dünya Miras listesine alınan mezarlar bölgesi, üçüncü Ming İmparatoru Yongle tarafından, "Feng Shui" ilkelerine göre seçilmiş. İmparator Yongle, mezarlığını seçip kendi türbesini yaptıktan sonra diğer imparatorlar da mezarlarını aynı vadiye yerleştirmiş.

Mezarlık bölgesinin önünde 450 yıllık geçmişe sahip olan kocaman taştan bir giriş kapısı var. Üzerinde nefis oymalar taşıyan bu kapı, büyük mermer bloklarından yapılmış. Kapının yakınında “Büyük Saray Kapısı” denilen ve mezarlara açılan ikinci bir kapı daha var. Mezarlık bölgesini çevreleyen, yaklaşık 40 kilometre uzunluğundaki surlarda 10 giriş kapısı bulunuyor. “13 İmparator’un Mezarı” olarak da anılan kutsal alanda en dikkat çeken bölüm, imparatorların kudretini sergileyen Tanrı Yolu. 

Davul Kulesi ve Çan Kulesi - Gulou ve Zhonglou Tower

Eski kentin sembolü olan Davul Kulesi (Drum Tower) 1420 yılında inşa edilmiş. 1924 yılında, Japonların ve Amerikalıların desteklediği liberal güçlerin isyanına kadar, zamanı duyurmak için kullanılmış. İki katlı, ahşap yapı darbenin ardından kapatılmış ve darbeciler tarafından utanç göstergesi olarak anılmış. Kulenin dik merdiveninde 69 basamak bulunuyor ve asansörü yok. Ziyaretçilerine Pekin’in merkezinin panoramik manzarasını sunan kule, 1980’li yıllardaki kapsamlı tamiratın ardından müzeye dönüştürülmüş.

Zamanı duyuran 24 davuldan günümüze sadece bir tanesi ulaşabilen kulenin müze bölümünde, 1800 yılından bu yana; şehrin eski halini, orijinal duvarlarını, eski sokak ve caddelerini,  askeri hayatı, esirleri, Pekin İstilasına ait fotoğraflar ve 1925 katliamına ışık tutan eşyalar sergileniyor. Kulenin 3. katından, bu tarihi alanın dört bir tarafını görmeniz mümkün.

Davul Kulesi’nde saatte bir, buçuklarda, yaklaşık 5 dakikalık bir gösteri yapıldığı aklınızın bir köşesinde bulunsun.

Davul Kulesi'nin bir benzeri olan Çan Kulesi, tam karşısında yer alıyor. Burada da kuleye 75 basamaklı dik bir merdivenle çıkılıyor. Kule büyük bir çana sahip. Yapıldığı zamanın döküm tekniklerini düşündüğünüzde, ister istemez bu çanın eski zaman büyük çanlarının atası olabileceğini düşünüyorsunuz.

Kulenin alt katında Çay seremonisi yapılıyor. Çeşitli çayların pişirme şekilleri gösterilip, tadına baktırılıyor, çaylar hakkında bilgi veriliyor ve daha sonrasında satış yapılıyor.

2 numaralı metro hattında, Guloudajiemetro istasyonundan on dakikalık bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz kuleleri, 30 ¥'lık tek bilet ile dolaşabiliyorsunuz.

Hutong turu

Çin'in savunma amacıyla yapılan, karakteristik dar sokaklarının sayısının giderek azaldığından yukarıda bahsetmiştik. Pekin'de turistlerin rağbet ettiği faaliyetlerden biri de bu bölgelere düzenlenen turlar.

Genişlikleri 4 m. ile 50 cm. arasında, uzunlukları 10 metre ile 2 Km arasında değişen, 20'den fazla kıvrıma sahip Hutonglar ve "Siheyuan" (Sı hı yüen) denilen, küçük bir avlu çevresine sıralanmış geleneksel Pekin evleri koruma altına alınmış. 

Yasak Şehir çevresinde, Davul Kulesi’nin önünden ya da Hohay gölünün yakınından, üç tekerlekli arabalardan birini kiralayarak yapılan "Hutong turu" çok revaçta. Çünkü kentin geçmişini ve gündelik yaşamını tanımanın en iyi yolu. Hutong, aslında "Nerede bir su kaynağı ya da su kuyusu varsa orada yerleşim vardır" anlamında kullanılmış bir sözcük.

Resim Ana caddede yabancı markaların, gösterişli mağazaların havalandırılmış atmosferinden çıkıp 100 m. ilerdeki küçük hutonglara girdiğinizde, karşınıza başka bir dünya çıkıyor. Mutfağı, tuvaleti bile olmayan evlerde, yemek yapmaya çalışan, kendilerine ancak kapı önünde oturacak yer bulabilen insanlar sokağa saçılmış, kah gelen geçeni seyrediyor, kah oyun oynayıp gevezelik ediyorlar. 

Parklar

Çin mimarisi aynı zamanda park ve bahçe düzenlemeleriyle de ünlü. Bu bakımdan karşınıza sık sık nefes kesen güzellikte peyzaj düzenlemeleriyle park ve bahçeler çıkıyor.

Yasak Şehir'in çıkış kapısının karşısında, Jingshan Park'ının giriş kapısı var. Eski şehrin tarihi bölümünün en yüksek noktasında yer alan park, Yasak Şehri çevreleyen koruma hendeği açılırken çıkarılan toprağın, buraya yığılmasıyla ortaya çıkmış. Merdivenleri tırmanmak biraz yorucu. Fakat tepeye ulaştığınızda gördüğünüz manzara, size bu yorgunluğunuzu unutturuyor.

Jingshang Parkından çıkınca: hemen batıda, tepede, bir başka güzel park var; "Onbin Bahar- Wanchunting Parkı". Burası da çok güzel bir manzaraya sahip. Yasak Şehir'in parlak çatıları ve hemen ilerisindeki modern şehrin muhteşem manzarasını seyretmeye doyamıyorsunuz.

Yerel halkın en sık gittiği park ise Beihai Parkı da Yasak Şehir'e yakın. Özellikle, yazın ve sonbahar aylarında şehrin en canlı yerlerinden biri. Turistlerin de favori adreslerinden biri olan bu park 10. yüzyılın başında yapılmış. Adını, parkın yanındaki Beihai Gölü’nden almış. Bu alan içinde ayrıca; 1271-1368 yıllarında hüküm süren Yuan döneminden kalma Yuvarlak Kale, Cumhuriyet’in kurucusu Sun Yat-Sen'in ölümüne kadar 18 yıl yaşadığı ikametgâhı gibi birçok önemli yerleri görebilirsiniz. Parkta yer alan yapay gölde, tekne kiralayarak gezebilirsiniz. Gölün hemen ortasında, yine yapay bir ada var. Adaya, Sonsuz Huzur Köprüsü'nden (Yanganqiao) geçerek ulaşabilirsiniz. Adanın ortasındaki tepe üzerinde, Beyaz Pagoda (Baita) isimli tapınak bulunuyor.

Olimpiyat Parkı Stadyum

2008 Yaz Olimpiyatları ve Paralimpik Oyunları için yapılan Pekin Olimpiyat Parkı, günümüzde de çeşitli spor ve kültür etkinliklerinde kullanılıyor.  Oyunlarda kullanılan binaların büyük kısmı ilavelerle korunmuş. Oyunlar sırasında bilgi merkezi olarak kullanılan bina yerine, 2014 yılında, 5 olimpiyat halkasını simgeleyen gözlem kuleleri inşa edilmiş. Ayrıca 2022 kış olimpiyatları için bu alana yeni tesisler eklendi. Bugün alandaki tesisler; konser alanı, müze, teknoloji şirketleri için etkinlik alanı gibi farklı amaçlarla için de kullanılıyor.

Olimpiyat parkındaki yapı tasarımlarının çoğu, uluslararası yarışmalar sonucunda belirlenmiş. Bu tasarımlar; modern teknoloji ile Çin'in geleneksel değerleri birleştirilerek gerçekleştirilmiş. 350.000 seyirci kapasiteli, Pekin Ulusal Stadyum'u (Bejing National Stadyum), bunun en belirgin örneklerinden. Çin’in sıra dışı mimari özellikleriyle kentin simge yapıları arasına giren Ulusal Stadyum, kuş yuvasına benzediği için ona çoğunlukla "Kuş Yuvası" deniliyor. Stadyumun inşasında 110 bin ton çelik kullanılmış. Bu özelliğiyle dünyanın en büyük çelik yapısı olmasa da en büyük çelik yapılar arasında yer almakta. Aynı şekilde ilginç tasarımlarıyla dikkat çeken "Su Küpü" de bugün halkın kullanımına açılarak yüzme ve sağlıklı yaşam merkezine dönüştürülmüş.

Parka gidiş için en uygun zaman akşamüstü. Parka giriş 80 ¥. Stadyumu gezmek için rehber tutmanıza gerek yok. Her yerde İngilizce yönlendirme işaretleri olduğu için yolunuzu kolayca bulacaksınız. Statta yapılacak en iyi şey; en tepeye çıkıp, fotoğraf çekmek, kuş bakışı yemyeşil sahayı gözlemek, ses efektlerini dinlemek. Gerisi sizin hayal gücünüze kalmış.

Parkta akşamları da vakit geçirebilirsiniz. Stadyum, ışık efektleri ile ayrı bir güzellikte.  Gruplar halinde; kay kayla kayarak, paten yaparak size çeşitli gösteriler sunan gençleri, rap dinleyerek, hip hop dansı yaparak eğlenenleri, bir başka köşede dans eden, Thai Chi hareketleri yapan grupları izlerken vaktin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız.  

Tekne Turu

Pekin ve civarındaki göllerde, nehirlerde tekne turu yapmak da oldukça popüler bir turistik faaliyet. Kenti ve bölgeyi bir de bu gözle değerlendirmek revaçta. 

Bunlardan biri de Houhai gölü tekne turu. Houhai, Pekin şehir merkezinin kuzeyinde, Yasak Şehir yakınlarında, büyük bir yapay göl. Size eşsiz manzara sunan gölde, kışın buz tuttuğunda, göl üstünde kayak yapabilirsiniz.

Houhai gölü, aynı zamanda Pekin gece hayatının merkezi konumunda.  Şehirdeki en popüler barları ve güzel restoranları burada bulabilirsiniz. Daha pahalı bir bölge olmasına rağmen, bilhassa turistlerin, iş mesaisi biten insanların uğrak yeri olmuş. Civarda bulunan hutonglar da bir başka ilgi alanı.

798 Sanat Bölgesi

Çin'in kültür-sanat merkezi Şangay olarak bilinse de Pekin de sanat ve kültür hayatından uzak değildir. Eski askeri fabrikaların sanat galerisine dönüştürülmesiyle ortaya çıkan 798 Sanat Bölgesi bunun göstergesi.

Pekin'de sanatçılar yıllarca Yazlık Saray etraflarında çalışmışlar. Büyüyen şehir, sanatçıları buradan ayrılmak zorunda bırakınca, birçok sanatçı ve akademisyen, atölyelerini, o günlerde kullanılmayan bu askeri fabrikaların olduğu bölgeye taşımış. 2000'li yıllarla birlikte 798 Sanat Bölgesi, kentin kültür-sanat merkezi haline gelmiş. 2008 Pekin Olimpiyatları sırasında, 300 binden fazla kişinin 798 Sanat Bölgesi'ni ziyaret etmiş olması, bölgenin sanatseverler gözündekini önemini ortaya koyuyor. Bu yönüyle bölge, New York'taki SoHo bölgesi ile kıyaslanıyor.

Bölgenin karakteristik özellikleri var. İlginç sanat atölyelerinin, galerilerinin yanı sıra belirli bir tarza göre tasarlanmış kafeler dikkatinizi çekiyor. Bazıları yiyecek veya içecek tarzına göre düzenlenmişken bazıları müzikseverlere göre tasarlanmış. Kitapseverler için de kahvelerini ya da içkilerini içerken kitap okuyabilecekleri, inceledikten sonra satın alabilecekleri kafeler mevcut.

 

Pekin Hayvanat Bahçesi

Xizhimenwai Bölgesindeki Pekin Hayvanat Bahçesi (Beijing Zoo), geçmişte bir kraliyet malikânesinin bulunduğu alana 1906 yılında kurulmuş. Çok büyük bir alanda, büyük bir gölün çevresinde yerleşmiş olan hayvanat bahçesinde, aynı zamanda nadir bulunan hayvanlar için araştırmalar da yapılıyor. Özgün ekipmanlar ile donatılmış olan araştırma merkezinin, "Doğayı koruma" ile ilgili araştırma faaliyetlerine katkılarından dolayı 4 ödülü var.

Hayvanat bahçesinde, 950 farklı türden, 5 binden fazla hayvanın yaşadığı doğal yaşam alanında; Çin'e özgü dev panda, altın maymun gibi yerel türlerin yanı sıra kutup ayısı, fil, Sibirya kaplanı, leopar gibi farklı iklimlerde yaşayan canlılar, ayı, tilki, beyaz aslan, karıncayiyen gibi çeşitli hayvanlar bulunuyor. Dünyanın en büyük on hayvanat bahçesinden biri olan Pekin Hayvanat Bahçesinde, Çin parklarının klasik peyzaj öğeleri olan; koruları, nilüfer havuzlarını, çardakları, çiçek bahçelerini de görebilirsiniz.

Parkta en çok ilgi, pandalara şüphesiz. Pandaların bölümüne girmek için, az da olsa ekstra bir ücret ödüyorsunuz. Ayrıca Kutup ayısı ve penguenler de ilginizi çekebilir. Ayılar için yanınıza elma, havuç, muz gibi şeyler alın. Sizden yiyecek koparmak için yaptıkları numaralara inanamayacaksınız.

Alışveriş

Pekin'de turistler en çok ipek eşyalara, tablolara, porselene, yeşim taşına, geleneksel giysilere, başta ginseng otu olmak üzere aromalı otlara, baharatlara ve çaya ilgi gösteriyor. Bambulardan yapılmış çay kutusu, yelpaze, yemek çubukları, baston gibi bambu ürünleri de revaçta. Bunlar dışında, başta panda ürünleri olmak üzere, turistik amaçlı anı eşya satıcıları, gittiğiniz her yerde karşınıza çıkıyor. Parklarda, tren istasyonlarında, tapınaklarda…İçtiğiniz kahvede bile…

Pekin'de, ünlü markaların hem orijinalleri hem de orijinale tıpatıp benzeyen sahteleri satılıyor. Bu yüzden, çok dikkatli olmanız şart. Orijinal diye yüksek fiyattan sahteyi almış olabilirsiniz. Bu yanılgıya düşmemek için ürünleri tezgâhlardan değil, Carrefour, Wal-Mart gibi büyük marketlerden, belki daha pahalı ama daha güvenli alabilirsiniz. Tezgâhlarda ise sıkı pazarlıkla malı, söylenen fiyatın üçte birine, bazen dörtte birine alabilirsiniz. Fakat otel mağazalarını önermem. Çok pahalı oluyorlar.

Turist turları mutlaka bir "Yeşim taşı atölyesi-Jade Factory" ziyaretini programlarına alıyorlar. Size önce taşlara nasıl şekil verildiğini izletiyor, sonra alışveriş kısmına yönlendiriyorlar. Yeşim taşı her bayanda, o bayanın kokusundan dolayı farklı bir renk alıyormuş. Kişiye özel bir taş! Mutluluk ve saflığı simgelediğine, bizim nazar boncuğumuz gibi; insanı büyü ve sihirden, kötü ruhların negatif enerjisinden koruduğuna inanılıyor.

Çin'den alınabilecek bir başka ilginç el sanatı ürünü; lake ürünler. Lake işçiliği, Çin'de, binlerce yıl öncesine dayanır. Bir tür cila olan lakenin elde edilmesinde özel zamklar kullanılıyor. Lake kaplanmış kutu, yelpaze, müzik aletleri, tepsiler hatta götürebilirseniz mobilya bile alabilirsiniz.

Wangfujing Caddesi

Şehrin alışveriş için en canlı noktalarından biri, Yasak Şehir'in hemen doğusunda, Dongcheng Bölgesi’nde bulunan Wangfujing Caddesi. Pekin’deki en zengin dört iş bölgesinden biri olan caddede; lüks butik mağazalar, büyük AVM'ler yanında, el sanatı ürünlerinin satıldığı birkaç eski tarz dükkânı da bulabilirsiniz. Mağazaların çoğu, görece pahalı olmasına rağmen turistler,  hediyelik eşya almak için buradaki butik mağazaları tercih ediyor. Trafiğe kapalı olan bu caddede keyifli bir yürüyüşe çıkabilir, doyasıya alışveriş yapabilir karşınıza çıkan ilginç sokak lezzetlerini tadabilirsiniz.

Caddeye metro ile Wangfujing metro istasyonundan ulaşabilirsiniz.

Nanluoguxiang Bölgesi

Davul ve Çan Kulesi’ne çok yakın olan bu alışveriş caddesi, trafiğe kapalı bir sokak. Küçük kafeler, barlar, restoranlar ve hediyelik alışveriş yapılabilecek yerlerin olduğu, özellikle gençlerin rağbet ettiği bir sokak. Caddenin arka tarafında Hutong’ları görmeniz de mümkün.  5 numaralı Metro hattında, Beixinqiao istasyonundan çıkıp, Davul ve Çan Kuleleri’nin olduğu tarafa doğru yürürseniz, bu sokağın başlangıcına ulaşabilirsiniz.

Panjiayuan Bitpazarı

Bit pazarlarında dolaşmayı seviyorsanız, Pekin’de akla gelen ilk yer Panjiayuan Bitpazarı. Şehrin en renkli pazarı olan bu bitpazarı her gün kuruluyor.  Burada birbirinden ilginç antikalar, ilginç ve güzel el sanatları eserleri, kilimler satan işyerleri var. Bunların yanında, tezgâhlarda; Çin’in geleneksel seramik vazoları, ahşap Buda heykelleri, rengarenk boncuklu takılar, porselen çay takımları, çeşitli lambalar, tablolar sergileniyor. 3 binden fazla satıcıyla yaklaşık 50 bin ziyaretçiyi buluşturan pazar, bölgede Ucuz Pazar adıyla da anılıyor. Pazarlık yapmadan bir şey almayın.

Diğer alışveriş yerleri

Yukarda bahsedilen alışveriş yerleri dışında bahsetmeye değer başka yerler de var tabii. Yasak Şehir'in güneybatısında yer alan Liulichang caddesinde, genellikle; antika eserler, geleneksel Çin resimleri ve egzotik ürünler satılıyor. Cadde doğuda, muhteşem bir ipek ve mücevher çarşısı olan Dazhalan sokağına bağlanıyor. Burada ayrıca çay da bulabilirsiniz.

Aradığınız ucuz ve taklit ürünlerse "İpek Yolu Çarşısı-Xishui Shichang diye bilinen çarşıya gitmelisiniz. Burada, ünlü markaların taklit ürünleri satılıyor. Çok katlı bir alışveriş yeri olan çarşıda, ucuzluğuna bakmadan pazarlık etmelisiniz. Yok, eğer giyim mağazaları arıyorsanız Santilun Yaxiu çarşısına gitmelisiniz. Gök Tapınağı'nın doğusundaki Hongqiao Çarşısı'nda da giyim eşyası bulabilirsiniz. Bu çarşıda giyim eşyaları yanı sıra, çeşitli el sanatı ürünleri, saatler, inci de mevcut.

Bunlardan başka Qianmen Caddesi, Xidan Caddesi, Xiushui Caddesi, Jiamao AVM, Solana, Sanlitun Köyü, alış veriş yapabileceğiniz diğer yerler.

Pekin Yeme-İçme

Çin mutfağı sağlıklı bir mutfak. Tuz ve yağı az kullanıyorlar. Yemekler buharda pişiriliyor, yemek pişmeye yakın vok tavada kısa süre çevriliyor. Kızgın yağda kızartma kültürleri yok. Mutfaklarında et, tavuk, balık kadar sebzeye de yer veriyorlar. Tarihleri boyunca birçok kıtlık yaşadıkları için neredeyse yemedikleri şey yok. Domuz kulağından tutun böceklere kadar; uçan, kaçan her şeyden yemek yapıyorlar. Gruplara servis yaparken, özel yemeklerde masanın ortasında dönen 2-3 kat tablaya yemek çeşitlerini koyuyorlar. Serpmen menünün bir başka örneği. İsteyen istediğini tabağına alıyor.   

                  

Yemek kültürlerinin bize göre farklı olduğu kesin. Daha ilk başta, yemeğe başlamak için çorbanızın gelmesini beklerken, Çin adetlerine göre sofraya en son çorbanın geldiğini öğreniyorsunuz. Masalara çatal bıçak yerine çubuklar konuluyor. Ancak isterseniz çatal-bıçak getiriliyor. Dil sorun olduğu için yemeğinizi göstererek veya çizerek anlaşabiliyorsunuz. Çay yemekten sonra değil, yemekle birlikte sunuluyor. Genellikle de ılık veya soğuk. Birçok kişinin iğrenerek baktığı, "Bunları hayatta yemem" dediği böcekleri, herkesin yediğini görünce önce "Denesem mi acaba?" diye kendinize soruyorsunuz. Denemeseniz bile bu fikri artık eskisi gibi nahoş bulmuyorsunuz. 

Pekin, yemek için ucuz bir şehir. O kadar çok yemek çeşidi var ki ne yiyeceğinize karar veremiyorsunuz. Fakat Pekin'e gelen herkesin aklında mutlaka Pekin ördeği yemek vardır. Pekin ördeğini birçok restoranda yiyebilirsiniz. Fakat mükemmel lezzeti ancak birkaç yerde bulabilirsiniz. Normalde bütün bir ördeği 40 ¥'a yiyeceğiniz yerler varken bu restoranlarda ördeğin fiyatı 200 ¥'a kadar çıkıyor. Fırın ya da ocakta pişirilen Pekin ördeği, dilimlenerek; soğan, haşlanmış havuç, patates gibi sebzeler ve soya sosu ya da tatlı ekşi sosla servis ediliyor.  Pekin'in en meşhur zincir restoranlarından olan Quanjude restoranında, 250 ¥'a lezzetli bir "Fırında kızarmış Pekin ördeği" yiyebilirsiniz.

Guijie  Sokağı

Pekin'de yemek yenebilecek en ünlü cadde, Dongzhimen Kapısı'nın batısında bulunan Guijie (Hayalet) Sokağıdır. Çince'de, yuvarlak ağızlı bambu sepetlere "Gui" denilyor. Quing Hanedanlığı zamanında satıcılar, sepetlerine koydukları sebze, meyve ve bakkaliye ürünlerini, gecenin geç saatlerinden sabahın erken saatlerine kadar burada satarmış. Ellerindeki yağ lambalarından yayılan titrek ışıklar satıcıları hayalet gibi gösterirmiş. Bu nedenle bu sokak, halkın dilinde "Hayalet Sokağı" ismini almış.

Bir Km. uzunluğundaki sokakta yer alan 150 kadar işyerinin %90'ı restoran. Sokağın olduğu muhit, aynı zamanda elçilik binalarının olduğu bölge olduğu için bu sokakta farklı kültürlerin yemeklerini de bulmanız mümkün. Buna rağmen yemek ücretleri makul. Kişi başı 50-100 ¥'a yiyebilirsiniz.

Bölgedeki baharat sevenler için en popüler atıştırmalık yerleri; Xiaolin Hotpot, Kerevit yemekleri ile ünlü Ma La You Huo, Wawajiao kurbağa büfesi, Hi Spicy Hotpot. Bunun dışında baharatlı yemekleri sevmiyorsanız, çeşitli lezzetlerle marine edilmiş etleri de tadabilirsiniz. Burada aynı zamanda kuzu, tavuk ve dana eti gibi yaygın sulu yemeklerin yanı sıra Sincan usulü pirinç eriştesi gibi çeşitli erişte yemeklerini de bulabilirsiniz. Sokak 24 saat faal olmakla beraber geceleri daha renkli.

Pekin genelinde pizza/makarna zincir restoranı olan Origus'ta, alkolsüz içecekler ve tatlı bar dahil olmak üzere, 39 ¥ karşılığında istediğiniz kadar yiyerek karnınızı doyurabilirsiniz. Burada Çin sofra adabına da tanık oluyorsunuz. Self servis, gürültülü, ama yemekleri lezzetli.

Yok ben İtalyan pizzası isterim derseniz Tony Roma'nın, alışveriş caddesi Wangfujing'de (Oriental Plaza'da) bir şubesi var. Japon ve Kore restoranları da Pekin'de çok yaygın olup kendilerine özgü barbekü tarzları var. Tepanyanki denilen bu ızgara türünde, sığır veya tavuk eti, deniz ürünleri, sac bir levhanın üzerinde az yağ ile az süre pişirilip sebze ve patates gibi bazı sebzelerle yapılan garnitürleri ile birlikte servis ediliyor. Aradığınız vejetaryen yemekleri ise, Pekin'in Konfüçyüs Tapınağı civarında ve Dongcheng Bölgesi'nde bulabilirsiniz. Bütün dünyaya yayılmış olan Mc Donalds, Burger King vb. fast food zincirleri Pekin'de de yaygın.

Donghuamen Gece Marketi - Donghuamen Night Market

Market deyince aklınıza alışveriş yeri gelmesin. Bu market akşamüzeri kurulan bir yiyecek marketi. Burada yerel lezzetleri seçerek tadabilir, beğenirseniz yaptırabilirsiniz. Fiyatları 5 ¥’dan başlıyor. Farklı kültürlere ait sıra dışı lezzetleri tatmaktan hoşlanan gezginlerin yoğun ilgi gösterdikleri Donghuamen Gece Marketi, Wangfujing Caddesi’nin kuzey girişinde kuruluyor.

Turistler kadar yerel halkın da uğrak noktası olan gece pazarındaki tezgahlarda; şişte kızartılmış böcekler, (Ağustos böceği, akrep, ipek böceği vb.) kertenkele, kurbağa bacağı veya sakatat çorbası gibi tatmak için bile birçok kişinin yemeye cesaret edemeyeceği yemekler satılıyor. Renkli ışıklar altında, standart kıyafetlerle size tertemiz atıştırmalıklar sunuyorlar.

Donghuamen Gece Marketi'nde olduğu gibi, sokaklarda ucuz ve lezzetli yemekler bulabilirsiniz. En popüler sokak atıştırmalıklarından biri Baharatlı krep-Jianbing guozi. Yumurta ile unu çırparak tavada pişirip üzerine yeşil soğan ve isterseniz acı sos koyarak 2.50 ¥'a karnınızı doyurabilirsiniz. Eğer canınız Türk mutfağına yakın lezzetleri bulmak isterse, dönercileri arayabilirsiniz. Ayrıca Sincan restoranlarını da tercih edebilirsiniz. Ucuz da. İki tabak doyurucu yemek ve 2 büyük bira için 146 ¥ hesap ödedik.

Çin mutfağına özgü buharda pişen bir mantı türü olan "Dim Sum" da size hitap edebilir. Gerçekten lezzetli. Bizim mantıya oranla oldukça büyük bir başka Çin mantısı Jiaozi. İçi kıyma ya da sebzeyle hazırlanıyor. Üzerine sos olarak ben soya sosu tercih ettim. Mantı gibi bizim lezzetleri çağrıştıran bir başka yemek türü Qianlong Lahanası. İmparator Qianlong, saray dışında tebdili kıyafet gezerken bu lahanayı yediği için adını ondan aldığı söyleniyor. Pekin’in popüler geleneksel yemeklerinden biri olan bu yemek, lahana yapraklarının; susam sosu, sirke ve bal ile birlikte pişirilmesiyle yapılıyormuş.

Tatlı seviyorsanız bilin ki tatlıların çoğu meyve üzerine. Bunların en yaygın olanı karamelize muz tatlısı. Latin Amerika ve Güney Asya ülkelerinde de göreceğiniz bu tatlı, aslında Çin usulü kızarmış muz tatlısı.  Un, süt, yumurta ve tarçın bir arada çırpılıp, muzun bu karışıma daldırılarak kızartılmasıyla elde edilen karamelize muz tatlısı, bal ya da dondurmayla birlikte servis ediliyor.

Ne İçilir

Çin, dünyanın en çok tüketilen içeceği olan çayın anavatanı. Çay, çeşitli bitkilerin yapraklarının işlenmesiyle üretiliyor. Çin çayları arasında en yaygın olanı, sağlığa faydası kanıtlanan yeşil çay ve beyaz çay. Hoş kokusu ve yumuşak içimiyle beğenilen, dinlendirici yasemin çayı da çok tüketiliyor. Çayın sunumuna ayrı bir önem verdikleri hemen fark ediliyor. Zaten aile geleneklerini yaşatmanın yolu olarak aile büyüklerinin gençlere ilk gösterdiği adetlerden biri, çay sunumu.

Xiao Diao Li Tang dedikleri, bir çeşit armut suyu içeceği, bana hoşafı anımsattı. Armudun; mantar, kuru üzüm, erik ve şekerle kaynatılmasıyla elde edilen bu sağlıklı içecek, her yerde karşınıza çıkıyor.

Alkollü içkilerde en yaygını Çin biraları. Yanjing; içimi rahat bir bira iken, Tsingtao; daha sert bir bira. En meşhur biraları Tsigdao, fiyatı da oldukça uygun.

Alkollü içeceği ilk kullanan ülkelerden biri olduğu söylenen Çin'de; votkadan şaraba, sakeden cine kadar pek çok çeşitli alkollü içki bulabilirsiniz. Şarap da yaygın olarak tüketiliyor. Sarı şarapları Çin dışında da biliniyor. Ulusal içecekleri olarak, bir çeşit likör olan Mou-tai kabul ediliyor.

Mao-tai, bir nevi tahıl bitkisi olan sorgumdan yapılır. Sorgumdan elde edilen alkol, bir ay boyunca, sekiz defa damıtılıyor sonra uzun süre mayalanmaya bırakılıyor. Üretimin tamamlanması en az sekiz ay sürüyor. Arkasından içki, üç yıl kadar dinlenmeye bırakılıyor. Mao-tai, dünya alkollü içecekler sıralamasında önemli bir yere sahiptir.

Gece hayatı ve eğlence

Çin'de gece hayatı, bizim gece hayatı kültürümüzden farklı. Gece hayatının temelinde opera, tiyatro, gösteri ya da kültür merkezinde düzenlenen eğlenceler öne çıkıyor. Jimnastik ve akrobasiye dayalı gösteriler de oldukça revaçta. Bunların başında motosiklet ile yapılan akrobasi hareketleri geliyor. Bu tür pek çok aktivite bulunuyor.

Son yıllarda, bar ve gece kulüpleri, diskotek gibi eğlence yerlerinin sayısı hayli artmış durumda. Sanlitun bölgesi, Pekin eğlence hayatının önemli bir bölgesi olarak öne çıkıyor. Özellikle, karaoke barlar büyük ilgi görüyor. Gece kulüplerine girişler ücretsiz. İçki fiyatları bize kıyasla yarı yarıya daha ucuz.

Şehrin en popüler gece kulübü Mix Club. İki katlı, büyük mekan son derece şık tasarlanmış. Hip hop gibi hareketli müzik tarzı çaldıkları için herkese hitap etmeyebilir. Daha sakin ve rahat bir ortam arayanlar için önerim Destination Club olur. Işıklandırması, şık tasarımıyla göze hoş gelen bir atmosferde yemek de yiyebilirsiniz. Daha da sakin bir yer isterseniz, şehir merkezindeki The Pool Bar'a gidebilirsiniz.

Pekin Ulaşım

Şehir içindeki toplu ulaşım araçlarının en yaygını metrodur. 1971 yılında iki hatlı olarak açılan metro, 2002 yılında 14 hat olarak hizmete devam ediyor. Birçok yerde ilave metro hattı çalışmaları devam ediyor. Metro ulaşım ücretleri, seyahat başına, 2 ¥. Toplu ulaşım için, ayrıca 700 otobüs bulunduğu söyleniyor. Bana az geldi. Araştırmama rağmen öğrenemedim.

Metro ağları çok iyi, ancak metrolar çok kalabalık oluyor. Kat, kat metroda, yukardan kalabalığı izlerken hayli şaşırdım. Kum saati gibiydi. Geniş bir alana insanlar değişik yönlerden geliyor, turnikelerden geçerken toplaşıyor, sıkışıyor, inceliyor, sonra gene çeşitli platformlara dağılıyor. Bu görüntüyü büyülenmiş gibi, şaşkınlıkla izledim. Tıpkı karıncaların çeşitli yönlerden topladıkları yiyecekleri yuvalarına getirirken yuvanın ağzında gördüğümüz düzen gibiydi.

Toplu taşıma haricinde araba kiralayabilir veya taksi tutabilirsiniz. Ancak şehirde yabancılar için araba kullanmak çok zor olduğu ve uluslararası ehliyetler Çin’de kabul edilmediği için araç, şoförüyle birlikte kiralanıyor. Buna rağmen hesaplı olduğunu söyleyebilirim.

Pekin'de turistler şehir içi ulaşım için genel olarak taksi tutmayı tercih ediyor. Fiyatları uygun. Taksinin tek sorunu şoför ile anlaşmak. Bu bakımdan gideceğiniz yeri ve otel adresini önceden Çince olarak bir kâğıda yazdırmanız gerekiyor. Ayrıca, mesai saatleri başlamadan ve bittiğinde trafik yoğunluğu ve taksi bulma zorluğunu göz önünde bulundurarak yola çıkın.

İklim ve seyahat zamanı, süresi

Pekin ılıman iklim kuşağında olmakla beraber kış ayları soğuk geçmektedir. Kentin ortalama sıcaklığı 12,7 derecedir. Ocak ayı ortalama sıcaklığı 2 derece olmakla beraber -30'lara kadar düşebileceği aklınızda olsun. Kış ayları genellikle kurak geçer. Ocak ayı en kurak aydır. En çok yağmur yaz aylarında yağıyor. İlkbahar aylarında çölden gelen toz fırtınaları, her yıl Pekinlilere birkaç gün sıkıntı yaratıyor.

En çok yağmur yaz aylarında yağmakla beraber en fazla turist bu mevsimde geliyor. Sıcak ve neme bir de turist kalabalığı ve gürültüsü eklenince Pekin'e gitmek için en uygun zaman olarak Eylül-Ekim aylarını önerim.

Pekin seyahatiniz için en az 4 günü ayırmalısınız. Çin Seddi ve Yazlık Saray için birer gününüzü ayırmanız gerekiyor. Yasak Şehir için de en az yarım gününüzü, normalde bir gün ayırdığınızı düşünürsek, size 4 gün bile yetmeyecektir. Karşılığında farklı bir kültüre ve tarihe yakından şahit olmanın keyfi ile geri döneceksiniz.

Pekin için bilmeniz gerekenler

- Havaalanından şehire metro veya hızlı trenle ulaşabilirsiniz. Metro girişindeki otomatik bilet makinaları en fazla 50 ¥’a kadar kabul ediyor. Paranızı mutlaka havaalanında, en azından elinizde 10 veya 20 ¥ olacak şekilde bozdurmalısınız.

- Çin'de en büyük zorluk dil ve Latin alfabesinin kullanılmaması. Bu nedenle önceden gideceğiniz yerin, aradığınız şeyin Çin alfabesinde yazılı bilgisi yanınızda olmalı.

- Fotoğraf meraklılarının seyahatlerde en çok istediği konu, farklı kültür insanlarının fotoğraflarını çekmektir. Ancak karşılaşacağı tepkiyi bilemez. Çinliler bu konuda gördüğüm en rahat insanlar. Rahat, rahat fotoğraf alabilirsiniz. Memnun olduklarını, poz bile verdiklerini söyleyebilirim.

- Yağmur her yerde sorundur. Fakat Pekin'de hava kirliliği de olduğu için rutubet ve hava kirliliği birleştiği zaman hava daha da puslanıyor.

- Lens kullanıyorsanız hava kirliliğinin lenslerde sorun yaratabileceğini unutmayın. Gözlük takmanız daha uygun olur.

- Elektrik gerilimi 220 V olduğu için ayrıca adaptör almanıza gerek yok.

- Yurtdışına çıkarken telefonunuzu ulaslararası dolaşıma açmayı unutmuşsanız dert etmeyin. Zira burada yerel telefon kartları ile çok uygun fiyata telefon ihtiyacınızı giderebilirsiniz. Telefon kartlarını havaalanları ve istasyonlarda bulabilirsiniz. Akıllı telefonlara yükleyebileceğiniz Skype, Whatsapp gibi programlarla telefon listenizdeki adreslerle kolaylıkla iletişim kurabilirsiniz.

- Bildiklerinizin aksine; Çinliler birbirlerine ve turistlere çok saygılı insanlar. Seyahatim boyunca hiç tartışma, kavga eden görmedim. Kalabalık cadde ve sokaklarda, onca karışık trafiğe rağmen kimse bir başkasına kızmıyor, bağırmıyor, kavga etmiyor. Bir şey sorduğunuzda, yardım istediğinizde mutlaka size yardımcı olmak istiyorlar. Fakat dil sorun olduğu için aldığınız cevaplara fazla güvenmeyin. Üstelik sorunuzu anladıklarını zannedip size yardımcı olmaya da çalışıyorlar. Sonunda sizi anlamadıklarını anlıyorsunuz!

- Restoranlarda garsonların bahşiş beklentisi yok ve genelde kabul de etmiyorlar.

 

Pekin hakkında yazdığım bu 3. makale ile Pekin gezi notlarımı sonlandırıyorum. Pekin kadar beni; insanların sadeliği, doğal yaşamları, sürekli hareket halinde ve hep bir şeyler yapma gayreti içinde olmalar derinden etkiledi.

Bir sonraki yazımda Çin anılarımı anlatmaya devam edeceğim. Sırada Şanghay var.

 

 

 

 

Bu İçeriği Paylaş

Benzer Yazılar: